◊ Savaş Özbey: “Boşanmayı ben istemedim” çok geniş bir laf. “Boşanmayı ben istemedim, o istedi” manasına da gelir; “Boşanmayı ben istemedim, beni mecbur bıraktı” manasına da… Bu yüzden ben bu cümleye bu kademede yorum yapmamayı tercih ederim.
◊ Onur Baştürk: Valla ikili bağda, hele ayrılık sürecinde, iki tarafın da dediklerine güvenmem. Zira herkes çok duygusal olur ve olayları kendi açısından yorumlar. Münasebetiyle yorum yapmak yanlış.
◊ Ömür Gedik: Ben bayan tarafında, Ceyda’nın yanında olsam da dışarıdan bakıldığında pek çok kişi Bülent Şakrak’ın özverisinden bahsetti. Ancak bu bir maç değil, grup da tutmuyoruz. Neler yaşadıklarını onlar bilir. Keşke boşanma olmasaydı natürel. Zorluklara birlikte göğüs gerdiler, çocukları var, kim bilir, tahminen de tekrar başlarlar.
◊ Orkun Ün: Ben herkesten her şeyi beklerim kurul. Bilemeyiz neler yaşadılar… Ama demiştim daha evvel, bazen erkekler de pes eder, erkekler de bıkar dayanamaz birtakım olan bitenlere. Güya burada da yorulmuş bir erkek tarafı var üzere geliyor bana…
ORTAK SEVGİ PAYDASI OLABİLMEK
Kanseri 3 kere atlatan Özkan Uğur ne yazık ki ortamızdan ayrıldı ve tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Kurul bu büyük sanatkarın akabinde neler diyor?
◊ Onur Baştürk: Güzel müzikçi, uygun oyuncu ve uygun bir kelam yazarı-besteci. Çok yetenekli bir sanatçıyı kaybettik. Yeri doldurulamaz.
◊ Savaş Özbey: MFÖ’nün Ö’sü gitti. Onları bir daha sahnede asla birlikte göremeyecek olmak burkuyor insanı. Küme arkadaşlarından Cem Yılmaz’a ne kadar seveni varmış, herkes hüngür hüngür ağladı.
◊ Orkun Ün: Öyle büyük ki ismi Özkan Uğur’un… Ne desek akabinde yetmeyecek hakikaten. Tanıyanlar anlatıyor çok da sevinçli, olumlu biriymiş. Dünya kısa arkadaşlar her vefat bunu hatırlatıyor bize. Ne keyifli ki ona gerisinde jenerasyonlara yetecek kadar eser, sevgi ve sevinç bıraktı…
◊ Ömür Gedik: Tanıyan tanımayan herkesi sevgi, sanat, uygunluk, hoş kalp paydasında birleştirmeyi başarabilen özel bir insan. Bu devranda ülkenin ortak sevgi paydası olabilmek ne kadar şanlı bir şey. Güler yüzüyle, unutulmayacak gücüyle daima olacak sahnelerde, müziklerde ve bizim anılarımızda, anlarımızda.
Niyet yeterli olsa da üslupta eza var
İbrahim Tatlıses 13 yaşındaki Beren Gökyıldız’ın kilolarını eleştirdi ve “kebaba düşkünlüğü sürmez inşallah” dedi. 13 yaşındaki bir kız çocuğunun fizikî özelliklerinden bu biçimde bahsetmek yakıştı mı sizce?
◊ Ömür Gedik: Kötü niyetle söylenmediği ortada. Ancak şu da bir gerçek ki çocuklar ve gençler fizikî özelliklerinin ulu orta konuşulmasından hoşlanmazlar.
◊ Savaş Özbey: Babacanlık yapayım derken genç bir kız çocuğunu akranları ortasında küçük düşürmüş olabilir. Ayna yok mu, o çocuk kendisi görmüyor mu, sıkıntı etmiyor mu fazla kilosunu? Bir de bu türlü herkesin görebileceği formda alenen altını çizmek kaş yapayım derken göz çıkarmak olmuş.
◊ Orkun Ün: Ben İbrahim Tatlıses’e çok kızmadım ya. Aslında düzgün niyetle söylemek istemiş lakin üslup da ufak bir düşünce olmuş üzere geldi bana. Biraz taşlamak için taşlamışlar Tatlıses’i bu konuda.
◊ Onur Baştürk: İbrahim Tatlıses’in yaptığı beğenilen değil. Densizlik. O yaştaki bir insanın fizikî özelliğini iğnelemek bir yetişkine yakışmıyor.
Uzi yüzde 100 haksız
Mustafa Sandal ve Uzi konserde kim sonra çıkacak tartışmalarının akabinde toplumsal medyada birbirine girdi. “Benim önüme Mustafa Sandal çıkaramazsın” diyen Uzi’ye Sandal, “150 adet ‘hit’ olmuş yapıtın olduğunda ve 30 yıl sonra da on binlerce kişi seni alkışladığında tekrar konuşuruz” dedi. Bu polemikte kim haklı?
◊ Onur Baştürk: Polemikte Mustafa Sandal haklı lakin üslup konusunda ikisi de sınıfta kalmış durumda. Biri ne kadar kaba ve saygısız egoluysa ise başkasının de egosu yüksek tavan. Yani kim haklı kim haksızdan öte durum şöyle can sıkıcı: Düzey yerlerde.
◊ Ömür Gedik: Uzi yüzde 99 değil, yüzde 100 haksız. Aslında haksızlığının da farkına vardı bence sonunda. Mustafa Sandal’ın yanıtı da çok güzeldi bu ortada.
◊ Orkun Ün: Uzi biraz haksız… Mustafa Sandal sembol bir isim. Ne olduğunu anlamadan tepetaklak olabilir Uzi… Kaldı ki Sandal’ın elde ettiği saygınlık da yok şimdi Uzi’de… Evvel kazanılır o saygınlık, sonra girilir sen evvel çıkamazsın ben sonra sonra çıkarım konularına.
◊ Savaş Özbey: Mustafa Sandal haklı doğal. Üstelik o denli haklı, o denli sevecen, o denli “abi” bir yerden konuşmuş ki Uzi hayatının diss’ini yedi, haberi yok bence.
Serdar’ı bu türlü kabul etmemiz lazım
Yeni müziği “Pare Pare”den kelam ederken “çıksa n’olur çıkmasa n’olur, benim canım çıkmış” diyen Serdar Ortaç’a ‘kendine gel artık, tutun hayata’ reaksiyonları gelmeye devam ediyor. Serdar Ortaç neden bu türlü yapıyor?
◊ Onur Baştürk: Üzücü natürel, ne yaşadığını ve hissettiğini tam bilemem. Toparlanır umarım.
◊ Savaş Özbey: Geçen akşam da toplumsal medyada canlı yayın yaparken meskenini yakıyordu az daha. Takipçisi ocağın açık kaldığını görüp uyarınca “Az daha konutu yakıyorduk” dedi. Keşke daha inançta olabileceği yeni bir hayat biçimi bulsa kendine.
◊ Orkun Ün: Düzelmeyecek bu halleri. O denli biri muhakkak. Seven de bu türlü sevsin beni diyor.
◊ Ömür Gedik: Serdar’ı bu türlü kabul etmemiz lazım, canlı yayın açıp hayranlarıyla dertleşiyor ve samimi lisanla kendini paylaşıyor.
Toplum olarak seviyoruz hüznü kederi
Emir Can İğrek’in yeni müziği “Ali Cabbar” gerek sözleri gerekse öyküsüyle isminden kelam ettirdi. Kurul siz nasıl buldunuz şarkıyı?
◊ Ömür Gedik: Emir Can İğrek’in çok sağlam bir dinleyici kitlesi var. Üstüne bir de kıssası olan, melodisi ile insanı alan müzikler yapıyor. Çok da hoş yapıyor. “Ali Cabbar” sahne repertuvarıma girdi bile.
◊ Savaş Özbey: E seviyoruz bu türlü en olmaz, en uç, en arabesk durumları. Sevgilisinin düğüne gitmiş de çalgı çalmış da… E gitmeseydin arkadaşım, zorun ne ki?
◊ Onur Baştürk: Emir Can İğrek müzikleri orjinal oluyor, kendine has. Bu da o denli bi müzik olmuş.
◊ Orkun Ün: Ya nasıl başarılı bir ‘PR’ yaptı müzik… Buyruk Can İğrek beceriyor bu işi… Hayali bir karakter yaratıyor sonra onu müziğe döküyor. Tıpkı daha evvel yazdığı “Beyaz Skandalım” müziği üzere. E bir de Savaş haklı; biz toplum olarak seviyoruz hüznü üzüntüsü…