Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, yüzlerce pilotun orduya dönmek için zorlandığını, pilotların da Ulusal Savunma Bakanlığı’na dava açtığını yazdı.
15 Temmuz darbe teşebbüsünün akabinde çok sayıda pilotun orduya geri döndüğünü lakin bir kısmının dava açtığını söyleyen Pehlivan, yazısında şunları kaydetti:
“Onlar ki tahminen de 10 yıl evvel kurdukları yeni hayatlarının dağılmasını istemiyordu. Sivil hayata tam ahenk sağlamışken tekrar üniforma giymenin zorlanmasını sindiremiyorlardı. Hükümetin Fethullahçıları orduya yerleştirmesinin bedelinin tekrar kendi hayatları üzerinden ödetilmesine karşı çıkıyorlardı. Dahası ‘hukuk devleti’ vardı…
Milli Savunma Bakanlığı’na dava açan pilotlardan kimilerinin avukatı olan Salim Şen’in dilekçelerini okuyorum. TSK’ye tasfiye darbesi olan Balyoz kumpasının da avukatlarından biri olan Şen, özetle şunu diyordu:
‘Türk Silahlı Kuvvetleri İşçi Kanunu’nda yapılan bu değişiklik, kanunların geriye yürümezliği prensibine, zorla çalıştırma ve angarya yasağı unsuruna, devletin ana ögelerinden hukuksal güvenlik ve bellilik prensiplerine karşıttır.’
Eski subay pilotlar yürütmenin durdurulmasını ve ilgili kanun kararının iptalini talep ediyordu.
“Davalar reddediliyor”
Sonuç ne mi oldu? Bir mahkeme kararından aktarayım:
‘Halihazırda ülkenin yetişmiş deneyimli pilot gereksiniminin giderilemediği, yeni pilotların yetişmesinin vakit ve yüksek maliyetler gerektirdiği, bu bağlamda kanun koyucu tarafından yükümlülük mühletinin uzatıldığı, ülke içinde ve dışında terörle uğraşın devam ettiği, davacının da hizmetine gereksinim bulunduğu anlaşılmaktadır.’
Yani davalar birer birer reddediliyordu. Haliyle ya TSK’ye geri dönecekler ya da sivilde de uçuş yapamayacaklardı.